Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba!
Kısa bir Roma seyahatinden sonra tabi ki Roma hakkında yazacağım bugün de. Büyüleyici güzellikteki bu şehirdeki muhteşem eserler hala gözlerimin önünde sanki....
Capitoline (tepesi) yedi tepeden en büyük olanı. Bu alanın büyük bir kısmının mimarisi Michelangelo tarafından biçimlendirilmiş. Piazza del Campidoglio'daki boşluk problemi onun tarafından dahiyane şekilde çözümleniyor. Aynı efektler Vatikan'da da uygulanıyor.
"Cordanata" denilen merdivenler aracılığıyla bu ikizkenar yamuk meydan uyumlu bir şekilde birbirine bağlanıyor. Birbirine geçmiş, oniki köşeli bir yıldız; bir takım yıldızına ince bir gönderme ve "Caput Mundi", dünyanın tepesi olarak adlandırılıyor.
Benito Mussolini, Michelangelo'nun bu planını hayata geçiriyor; çünkü öncesinde papalar bu planı pek önemsemiyorlar. "Cordonata" piazza (meydan) ve merkez saray, şehirsel kült ekseninin başlangıcı ve yıllarca İtalyan bahçecilik planlarına örnek oluyor ve sonrasında Fransa'da Giedion tarafından 1962 yılında bu plan kullanılmaya başlıyor.
Tam ortada ve Michelangelo'nun hiç de hoşuna gitmeyen, filozof Imparator Marcus Aurelius'un antik dönemden günümüze kadar ulaşmış bronz atlı heykeli var. Fakat bu atlı heykel bir kopya, gerçeği Palazzo dei Conservatori'de sergileniyor.
Michelangelo, iki resmi Roma hükümet binasını Palazzo dei Conservatori, Senatorio ön cephelerini de planlamış. Son olarak da Palazzo Nuovo eklenmiş ve şimdi de Capitoline müzelerine ev sahipliği yapmakta.
Palazzo dei Conservatori:
Asıl adı Palazzo Caffarelli. Bir tapınağın üzerine yerleştirilmiş. Dev sütun düzeninin kullanımını ilk olarak bu yapıda görülür; sonrasında da Saint Peter bazilikasında kullanılmış.
Palazzo Senatorio:
13. ve 14. yüzyıllarda Roma devlet arşivi olan Tabularium'un üzerine inşa edilmiş. Şu anda Roma belediye binası olarak kullanılıyor. İki rampalı merdiven Michelangelo tarafından yapılmış. Merdivenin önündeki çeşme, hem Tiber ve Nil nehir tanrılarını hem de Dea Roma'yı (Minerva) tasvir eder.
Balustrade (Korkuluklar):
Michelangelo'nun en etkili tasarımlarından biri olup, devasa pilasterlerin üzerinde bir heykelle son bulur. Korkulukları dekore eden "Castor" ve "Pollux" a ait iki devasa antik heykel, Michelangelo'nun konumlandırdığı yerde değildirler; Palazzo del Quirinale tarafına yerleştirilmişler.
Cordanata (Merdivenler):
En eski ve en çok basamağı olan ve Aracoeli'ye uzanan merdivenler, Michelangelo tarafından anıtsal, rampalı ve de çok geniş. Geniş olmasının sebebi ise; atlıların tepeye rahatça ulaşması için. Merdiven trabzanlarının başlangıcında siyah bazalttan iki mısır aslanı var; ayrıca Castor ve Pollox'un sunumları yer alıyor.
Palazzo Nuovo'da Grek ve Roman heykeltıraşların eserleri ile; Filozoflar odasında Grek politikacılar, bilim adamları ve şairlerin heykelleri bulunuyor.
Palazzo dei Conservatori'de ise; renkli freskler, Constantine'nin heykelleri, Bernini'nin Medusa'sı ve Tintoretti'den Caravaggio, Van Dyck'a kadar ünlü ressamların resimleri bulunuyor.
Dışarıda Remo ve Romolo ikizlerini besleyen Capitoline kurdunun heykeli var.
Capitoline kurdu ve Remo - Romolo ikizleri |
Santa Maria Aracoeli:
Campidoglio'nun en yüksek yerinde. Roma meclisinin kilisesi olarak kabul ediliyor. (Senatus Populusque Romanus [SPQR]) Romanesk ve Gotik tarzda olan kilise ortaçağ senatosunun merkezi idi. Eskiden ise yunan keşişlerine ait bir kiliseydi. Ana girişe uzanan 124 basamaklı bir merdiven bulunuyor. Tabi ki Michelangelo tasarlamış. Bu basamaklar, Meryem Ana'nın Roma'yı veba salgınından korumasını simgeler. Kilisedeki mosaikler 200'lerin sonundan kalma. Kapının üzerinde, bazilikanın girişinde "Madonna col Bambino e due angeli" mosaiği var. Tavan 500'lerden kalma. Marcantonio Colonna zaferini temsil ediyor. 1571 yılında Lepanto savaşında Türklere karşı kazanılan Hıristiyan zaferinin mücadelesidir.İçinde 22 tane sütun var ve bu sütunlar farklı pagan tapınaklarından toplanmış.
Santa Maria Aracoeli |
Castor (sol) ve Pollux (sağ) |
Ehh bu da burda biter...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder