30 Ocak 2014 Perşembe

İspanyol Meydanı ( Piazza di Spagna)

Herkese merhaba 
çok sarsıntılı ve bol bulutlu bir uçuşun ardından yere inmenin verdiği tarifi imkansız bir sevinçle yeni yazıma başlıyorum...



İspanyol Meydanı...
Sayamadığımız kadar merdivenin olduğu ve sonunda göğe doğru yükselen Trinità dei Monti kilisesinin tüm heybetiyle gözümüzü kamaştırdığı bir buluşma noktası... İstanbul, Kadıköy'ün Boğa'sı, İzmir'in Sevinç Pastanesi nasıl popüler bir buluşma alanı ise İspanyol Meydanı da öyle aslına bakarsanız:)

17.yüzyılda kilisesinin ismiyle anılan bu meydan, burada yaşamış olan İspanyol büyükelçisi sebebiyle isim değişikliğine uğramış. Roman ve barok stilinin hakim olduğu bu meydan merdivenlerinin perspektifi dolayısıyla genişleyerek açılıyor.

İspanyol Merdivenleri ( Scalinata Trinita dei Monti) yaklaşık 135 basamak. Papa Benedict XIII isteği üzerine Francesco de Sanctis ve Alessandro Specchi tarafından tasarlanarak inşa edilmiş. Bu merdivenlerde hava güzel olduğunda yayılıp güneşlenmek bir Roma ritüeli... Güneş gözlüklerinizi takın ve etraftaki sesleri dinleyin; binlerce kişi, birçok farklı dil... Ya da bizim çocuklar gibi yapın. Bir grup Amerikan öğrenci ile mini bir konser düzenleyin. Hatta onlara Türkçe şarkı söyletmeye çalışın. Onları o halde gördüğüm sahneyi hiç unutamam, hayatımın en neşeli karelerinden biriydi:) Sizleri çok özledim...



Neyse konumuza geri dönelim. Merdivenlerin başındaki Trinita dei Monti fransız stilinde inşa edilmiş deniyor. Binanın önünde ise bir obelisk dikkatimizi çekiyor. ( Kleopatra'nın iğneleri bunlar, belki de Mısır'dan getirildiğini düşünürsek mantıklı. Aslında Romalı askerlerin yollarını bulmaları için dikilmişler; Roma'da çok var bu dikilitaşlardan. Ya bir zaferi anlatıyorlar ya da bir yön gösteriyorlar.)



İspanyol Meydanı'nın başka bir özelliği de yakınlarında inanılmaz lüks mağazaların bulunduğu sokaklar var. Ayrıca bu meydanda bir sürü tv programı ve film çekimleri yapılmış. Bunlardan başka İngiliz şair John Keats'in evi de burada, merdivenlerin sağında. Ev şu anda bir müze ve bahsi geçen İspanyol büyükelçisi de bu evde yaşamış. Çok popüler bir yer yani...



Merdivenlerin bitiminde bir çeşme göreceksiniz. İsmi Fontana della Barcaccia. İsminden de anlaşıldığı üzere bir tekneyi simgeliyor. Bu çeşmenin elbette bir öyküsü var. Tiber nehrinin taşması sonucu 1500lerde meydan sular altında kalmış ve sular çekildiğinde karaya oturmuş bir tekne bulunmuş. Dönemin ünlü heykeltıraşlarından Bernini de çeşmeyi bu olaya atıfta bulunarak tekne şeklinde yapmış oğlu Lorenzo ile.

Meydan daha bitmedi... Merdivenlerden inip sola devam ederseniz karşınıza Luigi Poletti'nin 12m uzunluğundaki Meryam Ana sütununu göreceksiniz. Bu sütunun ismi Colonna dell'Immacolata Concezione. Tema doğal olarak saflık, temizlik; fakat sembol olarak uzun süren Chinea savaşı sonrası patlak veren krizin son bulması. Bu sütun 8 Aralık 1857 yılında 220 itfaiyecinin yardımları sayesinde dikiliyor ve 1923 yılından bu yana itfaiyeciler heykelin etrafında toplanıp çiçekler bırakarak anma töreni gerçekleştiriyorlar.

Sütunun alt kısımına baktığınızda dört tane daha heykel göreceksiniz. Musa, Davud, İşaya ve Hezeikel peygamberler. Bu heykelleri dört farklı heykeltıraş yapmış. Bu durum İtalyanlar tarafından Pasquinata olarak isimlendiriliyor; yani ironik bir ifade.



Bu yazı da bu kadar...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder