29 Ocak 2014 Çarşamba

uçak korkusu

Bir yeni gün daha ve yeni yazılar...
Kendimi bildim bileli bazı korkularım var; onlar ne yazık ki kaybolacaklarına iyice yer ediyorlar bünyemde.
Bunlardan biri de uçak korkusu!


İnanır mısın "iş seyahatleri pek sık olmaz, sürekli uçağa binmek zorunda kalmam" meslek seçimi kriterlerimden biriydi. Sadece korkumdan kaçmak için değil, çok sevdiğim için de öğretmen olmaya karar verdim. O da ne??? Her sene düzenlemem gereken bir yurt dışı gezim var. Sürpriz!!! Yere indiğim andan itibaren bu gezi benim için başlıyor ama öncesi... Zaman sanki duruyor, sadece kalp atışımın seslerini duyuyorum. Hareketlerim yavaşlıyor ve uçağın kalkış anı tam bir araf benim için. Dante diyor ki " Seni cehennemden arafa gönderiyoruz, kemer ikaz ışıkları sönünce cennette olacaksın!" Ah Dante ah! Ama benim bir Virgilio'm yok ki?! 

Uçak havalanıyor, hele bir de kanatların ordaysam vay halime... Onların sallanışı göz bebeklerimin içinde sanki... İçimden saymaya başlıyorum. 1-2-3... (Eskiden kısık sesle başlayıp yükselen ve tüm yolculuların duyduğu bir sayma stilim vardı. Uçaktan inince de korkunç bir utanç duyduğum için kendimi frenlemeyi öğrendim.) Bulutların üstüne çıkıca işim kolay. Ufak sarsıntılar dışında pek korktuğum olmuyor.

Ve iniş zamanı! Sevinçle karışık başka bir korku. Sonunda ineceğim ve Beatrice beni bekliyor olacak Dante! Beatrice duruma göre cinsiyet değiştirebiliyor:) Büyük ödül lastiklerin yere değdiği an! 

Bilimsel olarak konuyu ele alırsak aslında uçağın düşmesi yüzde çok düşük. Bizim için ürkütücü olansa böyle bir durumda ise kurtulma şansımız çok düşük! Bu konuyu sonraki yazılarımda da ele alacağım. Akşam uçuş var:) Pilotlarımıza ve kabin görevlilerimize sonsuz teşekkürler...

not: bu arada İtalya gezimiz iki senedir müthiş geçti, uçağa binmeye değer!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder