29 Ocak 2014 Çarşamba

Mutluluk sence ne?

Bu yazıyı yazmak Yıldız Silier'in "Oburluk Çağı" adlı kitabını okurken aklıma geldi. Belki bir beyin fırtınası olur diye düşündüm.

Sayın Silier diyor ki:


" ... çikolata yemenin insana mutluluk hissi vermesinden yola çıkarak, böylesi haz anlarındaki beyin fonksiyonları incelenerek mutluluğun serotinin gibi kimyasalların faaliyetine dayandığı keşfedildi. Böylece, deneklerin beyinlerine elektrotlar bağlanarak, en çok haz aldıkları anlarda beynin hangi bölgesinin, nasıl aktive olduğuna bakılarak, benzer hisleri yaratacak antidepresan ilaçlar geliştiriliyor. Öte yandan, ulusların mutluluğunu ölçmek için "yaşam kalitesi endeksleri" gibi ölçütlerden yararlanılıyor. Ama işin tuhafı, İskandinav ülkeleri gibi yaşam kalitesinin en yüksek olduğu yerlerde yaşayanların mutlu olması gerekiyor; fakat intihar oranlarının en yüksek olduğu yerlerden biri aynı zamanda. İstatistikler orada yaşayanların mutlu olması gerektiğini söylese de durum ortada. Sonuçta mutluluğa öznel ve nesnel bakış açılarından  baktığımızda bambaşka sonuçlara ulaşıyoruz ve bu paradoksu çözmek çok zor gözüküyor. Aklımızda şöyle bir soru kalıyor: Mutluluğu daha iyi anlamak için ona içten mi (öznel) yoksa dıştan mı (nesnel) bakmalıyız?"

Bence oldukça güzel bir yerden yakalamış konuyu Yıldız Silier. Yakın zamanlarda kendimce çok zor sınavlardan geçmiş biri olarak (hepimiz yaşadığımız sürece böyle sınavlar veriyoruz) mutluluk özneldir diyorum.Nesnel olarak değerlendirilen mutluluk dış etkenlere bağlıdır ve değişkenlerle doğru orantılı olarak bir vaha gibidir bence. Kapitalizmin keskin soluğu altında sürdürdüğümüz yaşamımızdaki mutluluk kaynakları sınırlı fikrimce. Mutluluğu yakalamanın ya da mutluluk içimizdedir felsefesinin tamamen ütopya olduğunu
düşünmeme rağmen, insan kendi dinginliğinin içinde ufak ışıltılardan büyük çağlayanlara kadar mutluluğu hissedebilir. Önce kendini tanımalı insan, sonra nelerin onu mutlu edeceğini bilir zaten. Mesele mutluluk nedir değil bence, kendimizi ne kadar tanıyoruz?

Sen ne dersin bu konu hakkında? Nesnel midir mutluluk yoksa öznel mi?

Haydi bu kadar...

3 yorum:

  1. Mutluluk bireyin aradığı bir kavramsa, ihtiyaç, istek gibi değişkenlere bağlanır. Arıyor olsa da ulaştığında bulmuş olmaz. Çünkü istemeden de olsa kavram değişkenlere bağlandığında ararken harcadığın emek ile kazanılmış bir ürün halini alır. Mutluluğun nesnel olduğunu varsaysak dediğin gibi dış etkenlere bağlı kalır. Öznel desek bu sefer kişi kendi içinde o kadar zaman harcar ki yorgunluğun getirisini mutluluk sayabilecek bir hataya düşer.

    Mutluluğa nesnel ve öznel olmaktan uzak bir yol gibi bakabiliriz. O zaman dış etkenler yolu etkilese de geçişimiz bizim insiyatifimizde olur. Kendimizde aramaktan yorulsakta bu etkenler tekrar yolun üzerinde hakimiyet kurmadan geçmemiz gerektiğini hissederiz. Diyelim ki yorgunluğumuz ve dış etkenler aynı anda bastırdı. Çıkış yok. O zaman hiçbir şey yapmayız.

    Meşhur Tron filminin 2.'sinde sadece görselliğe oynayarak felsefe rezil edilmiş olsa da çok önemli bir cümle geçer. "Hiçbir şey yapmamak bazen aşırı derecede getirisi olan bir iştir"

    YanıtlaSil