24 Mart 2014 Pazartesi

HALKIN MEYDANI "PIAZZA DEL POPOLO"

Bugün ise Roma'nın bir başka güzel meydanı olan, mağazalar cenneti Via del Corso'yu takiben karşımıza çıkan Piazza del Popolo'dan bahsedeceğim.

Roma'daki en büyük meydan öncelikle. "Pincio" yani Ceaser'ın bulunduğu balkonlu yapıyı ve taa Mısır'dan, II. Ramses döneminden, taşınmış obeliski barındıran meydandan bahsediyorum:)

Via del Corso tarafından ilerlediğinizde Piazza del Popolo ikiz kiliseleri ile karşılar sizi. Barok tarzdaki bu kiliselerden birinin ismi "Santa Maria dei Miracoli" diğerinin ismi ise "Santa Maria in Montesanto".  Aurelio duvarlarının kuzey tarafında bulunan bu ikiz kiliseler görünüşte gerçekten birbirlerinin aynı gibi dursa da; çok dikkatli incelemek gerek; belirgin farklar göreceksiniz. Bu kiliselerin yapım zamanları Orta çağ, Rönesans dönemine rastlıyor. Carlo Rainaldi, Papa II Alexander için tasarlamış. Bir papa için yazlık ev inşa edecek değildi ya!... :) Hoş bunu talep eden papalar yoktu değil; ne demiş Romalı vatandaşlar " L'abito non fa il monaco!".....  Kıyafet keşiş yapmaz; içinde olmalı insanın:) Neyse geyiği bırakayım ve konuma devam ediyorum izninizle efendim....

Santa Maria in Montesanto
Karmelit rahiplerine ait Santa Maria in Montesanto kilisesi, ismini İsrail'deki Karmel dağından almış. Girişin üzerindeki, dış tarafta bulunan aziz heykelleri tabi ki Bernini imzası taşıyor. 12 köşeli bir kubbesi ve elips bir zemini var bu kilisenin. 1953 yılında Monsignor Ennio Francia "Mass of Artists" hareketini başlatmış; yani bir nevi "sanat için dua,  tanrı için sanat" akımı gibi bir şey. Ekim ayının son cuma gününden haziran ayının 29. gününe dek ayinler, müzik eşliğinde, sanatkarlar tarafından yönetilirmiş ve ayin sonunda bir rahip de sanatkarlar için dua edermiş. Bu sebeple bu kiliseye "Sanatkarlar Kilisesi" de deniyor.

Santa Maria dei Miracoli




Daire şeklindeki zemini ve 8 köşeli kubbesi ile ikiz kiliselerimizden Santa Maria dei Miracoli, ismini içinde bulunan muhteşem bir Bakire Meryem freskinden alıyor. Bernini'nin öğrencisi Antonio Raggi iç kısımda stuccowork çalışması uygulamış; yani iç kısımda süsleme için kullanılmış ince harç tabakası. 




Piazza del Popolo 1834 yılında Valadier tarafından tekrar inşa edilmiş. Meydana bir obelisk ve havuz eklenmiş. Şimdilerde o havuzun önünde dinlenebiliyorsunuz ve o obeliskin altında mini bir açık hava konserini izleyebiliyorsunuz. Bu obelisk, Augustus zamanında Mısır üzerinde kazanılan zaferleri kutlama amacıyla Roma'ya getirtilmiş. Hatta Roma'ya taşınan ilk obeliskmiş. Augustus'un önceden koydurttuğu yer, kazanılan zaferlerin savaş sonrası kutlanıp, şenlik yapıldığı, ganimetlerin sergilenip, çeşitli gösterilerin ve oyunların gerçekleştiği yer olan "Circus Maximus" Büyük Sirk imiş. Bu Flaminio obeliski tam olarak 36,5 metre uzunluğunda. 

Pincio
Meydan adını kuzey girişinde yer alan rönesans kilisesi Santa Maria del Popolo'dan alıyor. Barok tarzdaki bu kilise için bir rivayet var ve oldukça ilginç. Kilise, bölgede gezdiği söylenen Neron'un hayaletini def etmek için yapılmış diyorlar, benden söylemesi....

Bu şimdilik bu kadar...

Merak edenler için :)
Circus Maximus ( Canlandırma)

Circus Maximus <gerçekten maximus :) >






16 Mart 2014 Pazar

PANTHEON "Tanrıların Evi"




Yunanca "tüm tanrıların tapınağı" anlamına geliyor Pantheon. İlk olarak Antik Roma'nın tüm tanrıları için tapınak olarak inşa edilmiş. Pantheon kavramı günümüzde ise önemli kişilerin gömülü olduğu anıtlar için kullanılıyor.

Tüm Roma yapıları içinde en iyi korunmuş olan binadır Pantheon. Dikkatli incelerseniz hiçbir noktasında bir eklenti ya da restorasyon izine rastlamazsınız. 7. yüzyıldan bu yana hıristiyan kilisesi olarak kullanılan Pantheon, Roma'daki en eski betonarme kubbeli binadır. Navona meydanına ve Campo de' Fiori'ye çok yakındır. 

Pagan Roma tanrılarına adana tapınak, MS 118-125 yılları arasında inşa edilmiştir. Yapı, imparator Hadrian tarafından yaptırılmış. Yapılış amacı, Augustus'un arkadaşı ve komutanı Marcus Agrippa'nın MS 80 yılında 
Hadrian
yanan Pantheon'un yerine konumlandırılmasıdır. 

Pantheon'nun giriş kısmında Latince yazılmış Marcus Agrippa'ya ithaf edilen bir yazı görülür. Yazıda " M. Agrippa, Lucius'un oğlu, üç kez konsül olan kişi yapmıştır." yazmaktadır. Yazının üst kısmında bir boşluk vardır. Burada önceden Titanların savaşını gösteren figürlerin olduğuna inanılmaktadır. 

Romalılar, Pantheon'u inşa ederken kullanılan vmalzemelerin ne kadar ağır olduklarının farkındaydılar. Bu nedenle kubbede daha hafif malzeme kullanmışlar. Girişin iki kısmında Augustus ve Agrippa'nın heykelleri bulunmaktadır.

Döneminde harika mimari planları olmasına karşın Hadrian, hiçbir yapıya kendi ismini vermemiştir. 

Günümüzde Pantheon kilise olarak kullanılmaktadır. Vittorio Emanuele II gibi önemli isimlerin mezarları bulunuyor.



Pantheon'un eski halinin canlandırması



CAMPO DE' FIORI ve GIORDANO BRUNO



İtalyan filozof, rahip, gökbilimci ve okültist Giordano Bruno...
Bilimsel yöntemler dışındaki yollarla gizli bilginin araştırmacısı...
Copernic ile aynı fikirde olan Bruno aynı zamanda tam bir doğacı...

Evrenin sonsuz ve eş dağılımlı olduğunu ve evrende, dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledi ve sonunu hazırladı!
Aykırı görüşler beslediği için 1600 yılında Roma Katolik kilisesinin engizisyon mahkemesinde yargılanıp sapkın ilan edildi ve Campo de' Fiori meydanında yakılarak ölümüne karar verildi. Yıllar sonra ise öldüğü yere heykeli konuldu ve üzerinde "Ateşe verildiği bu yerde, öngördüğü kuşaklardan Bruno'ya" yazıldı.

Giordano Bruno Heykeli

Piazza Navona'ya çok yakın olan Campo de' Fiori, bir efsaneye göre meydan ismini Pompeo'nun sevdiği kadın Flora'dan almış. Başka bir rivayete göre ise meydana bu ismin verilmesinin nedeni verimsiz olan bu alanın verimli ve renkli hale getirilmesiydi.



Campo de' Fiori, Antik Roma'da "Venus Victrix Tapınağı" ve "Pompey Tiyatrosu" nun olduğu yere yapılmış. Bu meydan tarih içerisinde yarışlara, idamlara ve önemli organizasyonlara ev sahipliği yapmış. Bu meydanda pazar günü hariç, her gün pazar kuruluyor günümüzde.

10 Mart 2014 Pazartesi

PIAZZA NAVONA


Muhteşem bir meydandan bahsetmek istiyorum bugün sizlere, Piazza Navona! Gündüz başka, gece başka... Roma'daki en ünlü meydanlardan biri. 

Eskiden bir stadyum şeklinde inşa edilen Piazza Navona, Roma hayatının en canlı merkezlerinden biridir. Barok tarzının hakim olduğu bu meydanda zamanında çok çeşitli organizasyonlar düzenlenmiş, pazarlar ve panayırlara ev sahipliği yapmıştır.

Meydanda mimar Bernini'nin "Fontana di Quattro Fiumi", Barromini ve Cortona'nın eserleri bulunuyor. Bir efsaneye göre Bernini ve Barromini'nin rekabetini yansıtıyor Piazza Navona. Bernini nehir tanrıları ile paganizmi yansıtırken; Barromini meydanda kilise ile Hıristiyanlığı temsil ediyor. Quattro Fiumi çeşmesinin tam karşısında bir kilise bulunuyor. İsmi "Sant'Agnese". Barok tarzındaki bu kilise meydanda muhteşem bir şekilde beliriveriyor. Bir dinsiz ile evlenmeyi reddettiği için öldürülen bakire Sant'Agnese hitaben yapılmış Agnese kilisesi. 



Quattro Fiumi çeşmesinin tabi ki bir anlamı var. Dört kıtadaki dört farklı nehri simgeliyor. Afrika'da Nil, Avrupa'da Tuna, Asya'da Ganj ve Amerika'da Rio de la Plata...
Nil nehrini temsil eden figürün başı örtülü ve önünde bir palmiye bulunuyor.






Günümüzde açık hava kafeleri, restoranları ve mevsimsel fuarlarıyla hareketlenen bu meydanda Aralık ve Ocak aylarında oyuncak ve beşik satışı yapılan bir panayır oluyormuş. Maalesef hiç denk gelemedim...

Meydanda Quattro Fiumi çeşmesinden başka bir de "Fontana del Nettuno"  ve "Fontana del Moro" çeşmeleri de bulunuyor. 

Piazza Navona zamanında sporcular için stadyum olarak inşa edilmiş. Şekli itibariyle gösteriler için çok uygun bir meydanmış. Bunun yanı sıra Ağustos ayında çeşmelerin giderleri kapatılır, meydan sular altında bırakılır, zenginler arabalarıyla sularda gezer ve çocuklar da sularda oynarlarmış çok eskilerde...

Fontana del Nettuno (Poseidon) in Piazza Navona 


Fontana del Moro in Piazza Navona


Aralık ayındaki Yılbaşı Panayırı

Günümüzde ise meydanda bir sürü karikatürist göreceksiniz, meydana çok hoş bir güzellik katmışlar...
Ayrıca yakınlarında, Palazzo della Cancelleria'da  Leonardo da Vinci'nin icatlarının simülasyonlarının olduğu bir sergi bulacaksınız...



İyi gezmeler...






5 Mart 2014 Çarşamba

TİTUS KEMERİ - ARCO DI TITO

Merhaba bugün tanıyacağımız eserin ismi Titus Kemeri... Kolezyum'un yanı başındaki zafer anıtı...

Titus, M.S. 70'teki Yahudi ayaklanmasını bastıran bir general.

Kolezyum ile Forum alanı arasında bulunan bir tak diyebiliriz...

Üzerindeki oymalar Titus'un kazandığı zaferleri anlatıyor. İç kısıma doğru bakarken başınızı yukarı kaldırdığınızda belirgin bir şekilde görülen "Yedi kollu Şamdanı" ve onu taşıyan dört askerin temsili bir rölyef göreceksiniz. Bu rölyef, Yedi Kollu Şamdan'ın Roma'ya getirilmiş olmasının kanıtı sayılıyor. Kimilerine göre, bu bir insan boyundaki som altından yapılmış şamdanın serüveni Roma'da sona ermiyor. Oradan Bizans'a götürüldüğüne inanılıyor. Kimilerine göre ise, özgün olanı yani, Musa'nın yaptırmış olduğu Yedi Kollu Şamdan Süleyman Tapınağı'nın bilinmeyen bir yerine saklanmış. Yedi kollu olmasının tabi ki bir anlamı var. Yedi boyut, yedi merdiven... Tevrat'ı incelerseniz bu şamdanın açıklamasını bulabilirsiniz. Musevilerin dini törenlerinde yer alan çok önemli bir şamdan. İsrailliler, geleneksel olarak Yedi Kollu Şamdan'ı "Menorah" diye anar, yani "Tanrı'nın Lambası".


Bu yazım da bu kadar... Bu sayfadan ayrılmadan önce aşağıdaki videoyu izlemenizi şiddetle tavsiye ederim :)


1 Mart 2014 Cumartesi

COLOSSEO - KOLEZYUM - COLOSSEUM


Bugün sizlere Kolezyum hakkında birkaç bilgi vereceğim...

Muhteşem bir tarihi eser olan Kolezyum, bildiğiniz üzere Roma'da bulunuyor. Tüm ihtişamıyla asırlara meydan okuyan Kolezyum, eski çağlarda imparatorları, gladyatörleri ağırlarken şimdi de biz turistlere ev sahipliği yapıyor dünyanın 7 harikasından biri...

Asıl adı Flavianus Amfiteatro olan Kolezyum yapıdan da anlaşıldığı üzere bir arena. Asıl adını Flavium Hanedanlığı'ndan alıyor. Neden mi??? Vespasianus tarafından MS 72 yılında yapımına başlanıyor ve MS  80 yılında oğlu Titus tarafından tamamlanıyor. Imparatorlar burada hem kendilerini hem de halkını eğlendirmek amacıyla gladyatör dövüşleri düzenliyor. Tamam imparator ve halkın amacı belli, eğlenmek; peki ya gladyatörlerin!? Bir dizi savaş sonunda özgürlüklerine kavuşmak, Roma vatandaşı olmak için savaşıyorlar. Genellikle kölelerden, mahkumlardan ve suçlulardan oluşan gladyatörler arasında birkaç kadın gladyatörün olduğunu biliyor muydunuz peki? 55.000 seyirci kapasitesine sahip olan Kolezyum'da bir günde birkaç dövüş
zafer işareti yapan kadın gladyatör heykeli
yapılırmış ve ara sıra kana bulanan toprağı yenisi ile örtmek gerekirmiş. Bu savaşlar Hıristiyanlığa kadar devam etmiş fakat insan ölümleri sebebiyle sonlandırılmış. Bütün bu gladyatör savaşlarının yanı sıra halk gösterileri, taklit deniz savaşları, hayvan avcılığı, infazlar, savaşların canlandırılması, mitolojik dramalar da sahne alırmış Kolezyum'da. Daha başka birçok amaçla kullanılmış; barınma, istihdam, taş ocağı, kışla, Hıristiyan türbesi gibi... 

Colosseo, yani Kolezyum ismi aslında Neron'un devasa heykelinden esinlenilmiş. Çok eskiden Kolezyum'un yanında bu devasa heykel bulunuyormuş. İtalyanca Statua Colossale di Neron olarak geçiyor; çevirisi devasa Neron heykeli.

Neron heykeli ve Colosseo canlandırma










7 Temmuz 2007 tarihinde Kolezyum "Dünyanın Yedi Harikası"ndan biri olarak seçilmiş. Günümüzdeki durumu biraz kritik. Depremler ve taş hırsızlıklarından müzdarip durumda...

Roma imparatorluğunun ikonik semboli Kolezyum'un Katolik kilisesi ile yakından bağlantısı da var. Paskalya öncesi Cuma günü Papa, amfitiyatroda fener alayı düzenliyor.

5 cent'in arkasına bir bakın bakalım, ne göreceksiniz? :)

Bu arada iyi seyirler; süper bir belgesel göreceksiniz...