Herkese merhaba bugün Dan Brown'un "Melekler ve Şeytanlar" adlı
kitabına konu olan Aziz meleğin kalesi "Castel Sant'Angelo"dan bahsedeceğim.
İlk olarak şunun altını çizmeliyim ki; imparator Hadrian'ın mozolesi idi. Sonrasında şehri korumak üzere kaleye çevrildi. Papanın evi (tehlikeli zamanlarda Vatikan'dan buraya uzanan gizli bir yol ile gelirlermiş) ve hapishane olarak da kullanıldı. Hatta Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem Sultan da burada mahkumiyet yaşayanlar arasında... Bu kalede bir sürü idam, işkence olmuş; mahkumlar aç susuz bırakılmış; kasvetli bir yer olduğunu düşünebilirsiniz, taaa kiii o güzelim melek heykelinin olduğu, muhteşem manzaraya sahip terasına çıkana kadar!
Hadrian'ın mozolesi - Castel Sant'Angelo eski hali- |
Peki neden buraya Aziz meleğin kalesi deniyor??? Sebebi terasında bulunan Archangel'de saklı; aslında Mikail'in bir görüntüsünden esinlenerek yapılmış. Montelupo bu meleği ilk tasarlayan isim; günümüzdeki bronz olan Peter Anton von Verschaffelt tarafından yapılmış; çünkü Papa Paul III kendi özel dairesine almış Montelupo'nun mermer olanını. Her neyse; bu melek neyi anlatıyor peki? Roma'daki hiçbir şey gibi bu eserin oraya konması da tesadüf değil. Çok önemli zamanları unutturmuyor Roma halkına '500 lerdeki büyük veba salgını! Bu melek yere iniyor; yani Mikail ve veba salgını çektiği kılıç ile yeryüzünden siliniyor efsaneye göre...
passetto di Borgo- papaların vatikan'dan castel Sant'Angelo'ya giden gizli yolu |
Günümüzde Castel Sant'Angelo bir sergi sarayı olarak kullanılıyor. Roma imparatorlarının küllerinin bulunduğu bir oda bile var. Apollo ve Clement VII özel odaları bulunuyor. İçinde ayrıca ulusal müze var.
Belki bilirsiniz Puccini'nin Tosca operasının sarı sahnesi burada geçiyor:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder